Bugün tam yirmi yaşındayım. Esasen epey vakittir yirmi yaşındayım. Bana bu denli önemli gelmesinin arkasında öyle aman aman sebepler yatmamakta. Belki gri ve flulaşmış anıların arasında bir yerlerde hep bu zamanların hayalini kurmuş olmam saklıdır, bilemem. Bir yabancı gibi olmadım hiç bir zaman kendime. Hep eş belledim, dost belledim kendimi. Sağ olsun o da hiç hayal kırıklığına uğratmadı beni. Belki az da olsa uğratmıştır. Pişmanlık duymadım öyle çok fazla. Çünkü pişman olabilecek kadar yaşamadım henüz. Sinsi bir tilki dolanıp durmadı öyle zihnimin bir köşesinde. Su doldururken hiç boğmaya çalışmadım kendimi. Ettiğim kötülük tırnağımın kiri. Bazen düşünedurdum; "ya kendimden başkaları da varsa" diye. Onları da su doldururken hiç boğmaya çalışmadım. Bir dünya kurmuştum gözlerimde, seyrine kapıldım ya da kör kaldım. Hissettiğim şeylerden mağdur olmadım. Hissettirenlerin yanında mağrur kaldım. Kibirle boyandım, tevazu'yla dolandım etrafta. Evim bi' orda bi' burada. Yılanlar her bir tarafta, boyuna koluma sarılmakta. Hançeri saplamış olmalıyım ki, böyle saldırıp dururlar her anda. Hançer demişken ne çok istemiştim ona sahip olmayı baba. Pek mi layık göremedin bana ? Harput'ta bir dağda. Öyle sana bana satılan, herkesin meraklılığında, gözünün önünde. Ben mi layık değildim tek el kadar bıçağa ? Öyle paha biçilmez değildi, ışıltısı her yere saçılan değildi. Elime ne yakışırdı ama değil mi baba ? Boşver, yakışmasın. Gofretleri almayı unutacağını bilirdim ben her zaman. Ya da dolapta kalan 3-5 şeyi yiyeceğini. Ben seni hep bilirdim baba. Öyle ipsiz sapsız birisi değildim ben. Berduş hiç değildim. Ekmeğin zor kazanıldığı bu kahpe dünyada bıçak bilemeye razıydım ben sana. Ah o sebepler, ah o sözü dahi edilemeyen kuru laf kalabalıkları... Ben anlatayım derdimi yine kendime, ne fayda yaralı kalbime. Kendimi yeterince acındırdıysam esas meseleye gelelim. Ben ve benim gibi olanlar için üç fasıllık deneme:
23 Ağustos 2024 Cuma
Ahenkle sürdürülmüş acı
Derdi olan derdine derman ararken huysuz olur. Şımarık bir çocuk gibi dolanır durur. Aslında şifasını kendinde aramaktan yoksundur. Vakitlice bir zaman kendinden durulmuştur. Akan suyu yersiz mevsimlerde taşkına vurur. Yakar, yıkar, örter belki de boğar. Tedavi zor, imkanlar kısıtlı. Uzak durulmalı böylesinden ya da kendine bırakılmalı. Kompleks değildir aslında, tek taraflı. Su yolunu buluncaya dek geçer zahir gönlü kapalı tutulmalı.
Kayıtsızlık ve muadili olan diğer hengamelere pek zamansız yakalanılmaktadır. Tıpkı diğer başlıkta belirtilen zamansız taşkınlar gibi. Bazen zaman önceden fark edilir, bazen edilemez. Delinin sopası ne zaman sallanır bilinmez. İnancıyla zedeler, fikriyle hükmeder. Ancak ne zaman eder bilinmez. Emin olmaktan yoksun, yoksun olmaktan emin bir ifade takınır. Tevellütten bellidir aslında ifadeleri, görünüşü itibariyle o bir deli.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Havada Bir Hinlik Var
Durmak bilmez taşkınlarıma zamansız bir şekilde set çekebilmeyi bazen seviyorum. Gündelik yaşamın beraberinde getirdiği monotonluğu, en azın...
-
Adi bir fotoğrafın tebessümüyle yalpalandım bu gece. Aslında hiç tahmin edemezdim böylesini. Beynimde bir tını dolanıp duruyor, yüreğimi dağ...
-
Bugün tam yirmi yaşındayım. Esasen epey vakittir yirmi yaşındayım. Bana bu denli önemli gelmesinin arkasında öyle aman aman sebepler yatmam...
-
Sabiydim, pekte asabi ve dahi kendine dönük bir yüzden ibarettim. O gün terk ettim ev bellediğim meskeni. Yüzüm ak gibiydi annemin helal süt...
"Hissettiğim şeylerden mağdur olmadım. Hissettirenlerin yanında mağrur kaldım." ve "Bir dünya kurmuştum gözlerimde, seyrine kapıldım ya da kör kaldım." özellikle bu cümleler şahane. Sağlam kalemin var üstat, saygılarımla.
YanıtlaSil