23 Nisan 2023 Pazar

Yama

Görüp geçmek lazımmış bakabilmek için. Odamın içinde kurduğum dünya kadarmış görebildiklerim. Yaktığım sigaranın bitişi kadarmış tüm aklımdan geçenler. Düşkünü olduğum dünyaya şöyle bir oflamak kadarmış bütün iç çekişlerim. Özgür sandığım bedenimin içinden bir kuşu izlemek kadarmış ömrüm. Bir yuvanın sıcaklığında kaybolmaya çalışmakmış benimkisi. Bir duvara asılı tabloda saklanıp, kalabilmekmiş bütün korkumun esiri. Yazın rastgele keşfedilen şarkı gibiymiş bütün arayışım. Kirli çay bardağının dibinde kalan soğumuş çay kadarmış içimde tuttuklarım. Öyledir ya zaten hep; kalır, olur, biter ve solar gider. Barış'ın cacığı sönük kalır yanımda. Ot bitmeyen memleketimde olduğu gibidir çoğunlukla. Neyse toparlayalım biraz konuyu. Sahi konu neydi ? Zannedersem onu kaçıralı baya bir oldu. Takip edemeyince hızı, şöyle yaslandım bir geriye ve izlemeye başladım olup biteni yalnızca. Uzak geliyor artık en yakınımda diyebileceğim sayısız şey. Bazen kendim bile. Güneşe tünemiş kuş gibi kalıyorum orta yerde, kendi içimde bir yerlerde. Çatlak duvarların arasından sızıyorum bazen varabilmek için. Yoruyor tabi bir müddet sonra. Yolu takip etmek zor geliyor, tabi görünürde bir yol varsa. Bir kavşağın tam ortasında öylece kaldım. Ne hareket edebiliyorum ne de sağa geçebiliyorum. Geçebilmeyi düşünüyorum ama istiyor muyum bilmiyorum. Sayısız ses işitiyorum sağımdan solumdan. Sahi nerede duracağım ben, daha hareket etmemişken ? Sürekleye sürükleye attım kendimi buraya. Şimdi vakit durmak vaktidir. İyisi mi ben şöyle biraz daha durayım. Varsın olsun ortada kalayım. Çekileceğim vakit düşünürüm.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Havada Bir Hinlik Var

Durmak bilmez taşkınlarıma zamansız bir şekilde set çekebilmeyi bazen seviyorum. Gündelik yaşamın beraberinde getirdiği monotonluğu, en azın...