Şarapların en kırmızısını, yer yüzünün en beyaz nergisini sevdim en çok. Toprağımla beraber, can suyumu armağan ettim tüm gecenin en karanlık yüzüne. Şimdi kararan toprağım, gök yüzündeki aydınlık yıldızlarca fark edilecektir. Yalnız karanlık bulutlar ay ışığıyla bezenir, gelin gibi parlar bir nergis gibi.
9 Ocak 2024 Salı
Boşuna aldanışlar, aldırışsız adanmışlıklar
Ben işte gecenin bir yarısı bekleyen kendimi ve kendimce olanı. Ben işte bu hayasız bekleyişlerle yitiren kendimi, ben işte. Zamanın uçsuz bucaksız bir kentinde yapayalnız ve bir o kadar kalabalıktan memnuniyetsiz akışkan varlık. Saptanmış bir bilgesizlikle aldanan, aldatan ve bir o kadar kendinde olmayan ben. Ey gecenin karanlık ve sessiz çukuru; al beni içine, sakla ve bir daha çıkarma yer yüzüne. Taş üstünde taş bırakma bu ipsiz dünyamda. Salıverdir kendimi, yalpalamadan bırakayım şöyle bir mahkûmiyete esaretimi. Şarkıların cilvesine, güzelliğine kandım; kendimce eğlendim ve yandım. Küllerimi savur etrafa, kurut meyvesiz çırpılarımı. Ey mabetlerin ihtişamlı kubbesi; büyütme daha fazla yüreğimdeki yangını. Ya beni söndür ya da harla ki, daha da parlayıp yok olup gideyim !
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Havada Bir Hinlik Var
Durmak bilmez taşkınlarıma zamansız bir şekilde set çekebilmeyi bazen seviyorum. Gündelik yaşamın beraberinde getirdiği monotonluğu, en azın...
-
Adi bir fotoğrafın tebessümüyle yalpalandım bu gece. Aslında hiç tahmin edemezdim böylesini. Beynimde bir tını dolanıp duruyor, yüreğimi dağ...
-
Bugün tam yirmi yaşındayım. Esasen epey vakittir yirmi yaşındayım. Bana bu denli önemli gelmesinin arkasında öyle aman aman sebepler yatmam...
-
Sabiydim, pekte asabi ve dahi kendine dönük bir yüzden ibarettim. O gün terk ettim ev bellediğim meskeni. Yüzüm ak gibiydi annemin helal süt...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder