15 Ekim 2022 Cumartesi

Annem

02:45
Annem, nerden başlayarak anlatılır ki annem ?
Yaşını almış giden, giderken önüne artık bakmayan ve sadece arkasında olup bitenle kalan annem. Dikkat ettim biraz kendime, tüm bu zaman aralığında düşündüklerime, yazdıklarıma, söylediklerime. Ona söylememişim bunca zaman yanımda olduğu halde. Ne oldu da bana kendimden uzaklaşırken ondan da böyle kaçıp gitmişim. Çocukluğumun vazgeçilmez sığınağına ben ne zaman böyle yabancılaşmışım. Annem işte... Bir eli başımda, bir eli sırtımda kendisiyle beraber ayakta. Mahmut Fanya'nın dediği gibi gururdan yapılma bir adam. Annem işte... Var eden beni ve aynı suretle var olmaya çalışan annem. 55 yaşında olmasına rağmen gözlerinde beşli yaşlarının parıltısını, hıncını, azmini, öfkesini, masumiyetini, kırılganlığını, nazını taşıyan annem. Hayat onun damını ara ara yıkarken, her defasında yeniden örüp kendini ve beni ve daha öncesinde yanındakileri koruyup kollayan annem. Ve bize bir damı layık görmeyen babam. Ama ona gerek yok şimdi değil mi ?
Kırıldığında bir şeye küsmüş gibi görünen, silmiş gibi görünen ama içten içe bağrına basıp affetmek isteyen annem işte. Yeni bir şey öğrendiğinde bilginin saf gücüyle etrafını ışıldatan annem işte. Güzel güzel giyinip karşısına çıkıp nasıl göründüğümü sorduğumda hep şaşırmış gibi yapan annem. Ve biri görse bu hangi doktorun, avukatın çocuğu derler diyen annem işte. Kendini onlar gibi olmadığı için noksan gören annem işte. Ama benim için dünyada eşinin benzerinin olmadığını bilmeyen annem işte. Sigaraya ilk başladığım zamanlar hayatımı zindan eden ama şimdilerde birlikte tütün sardığım annem işte. Günde 3 litreye yakın çay içip sigara tüttüren annem işte. Hamile olduğu zaman defterine bebeğim yazarak hayallerini anlatan annem işte. Ailesinden gülmeyen, eşinden gülmeyen ve evladından güleceğine emin olmayan annem işte. 2 saat önce kediye ödül maması almam gerektiğini hatırlamadığım için "artık her şeyi aklımda tutamıyorum" dediğim annem işte. Evet anne unutuyorum ben her şeyi. İlk önce beni ben edenleri unuttum ufak ufak silindiler kendiliğinden. Sonra bir sülük gibi benliğime yapışan parazitleri unuttum. Sonra tümden sevdiklerimi unuttum, unuttum, unuttum ve bir baktım yokum ben artık ortada. Hiç olmamış gibiyim. Ama sen ve bir kaç kişi vardınız, varsınız hep. Sana söylemek isterdim ne kadar yorulduğumu, ne kadar aynı olmadığımı, ne kadar kirlendiğimi, ne kadar tükendiğimi ve ne kadar yalnız kaldığımı. Ama üzülürsün diye söyleyemedim ki. Evladının gözünün önünde eriyişini hangi anne görmek ister ki ? Ya da hangi evlat bunu göstermek ister anne. Sen de ananeme göstermedin anne. Belki bir çok kere tükendim diye haykırdın ama hiç göstermedin. Küçükken, ikimiz yalnızken tek istediğim yetişkin olup senin yanında olduğumu sana göstermekti. Evet şimdi yetişkinim anne ama gösterebildiklerim bu kadar işte.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Havada Bir Hinlik Var

Durmak bilmez taşkınlarıma zamansız bir şekilde set çekebilmeyi bazen seviyorum. Gündelik yaşamın beraberinde getirdiği monotonluğu, en azın...