2 Kasım 2022 Çarşamba
Sessizliğin Sanrıları
Sus artık ve lütfen saçma, vasat grubunla hazımsızlığına devam et. Çünkü duymak zorunda değilim, görmek zorunda değilim. Ama sen ya ? İşte sen göstermeye devam et. Duyurmaya devam et aziz dostum. Yoksa nasıl fark edilirsin gözümün içine içine girmezsen? Bütün varlığınla, hiddetinle sok gözüme her şeyini. Nasıl olsa görecektir biri. Biraz bağıra bağıra konuş, hatta yırt kıçını başını ve ben burdayım diye varolmaya çalış. Meselenin anlaşılmak olmadığını biliyorsun dostum. Çünkü sen anlaşılmak ya da anlatmak istemiyorsun. Sadece göstermek ve daha fazla görülmek istiyorsun. Çünkü bir parmak dışkı parçasından farksız olmadığını biliyorsun. Ve böyle devam ederek aciz varlığını sok gözümüze gözümüze. Sahte kahkahanı, gülünç ve utanılası suretini bizimle paylaş. Paylaş ki kendimizden utanmaya yüzümüz olsun. Yoksa nasıl fark edebiliriz kendimizi. Safsataların boyunduruğu altında yaşamak ne zor olmalı. Ne zor olmalı ki, insan kendini böyle bir paçavra kadar değersiz kılsın. Ama senin adına üzülmüyorum can dostum. Senin adına üzülebilmem için tamamen senden farksız olmam gerek. Ama ben de aynıyım dostum. Belki tamamen aynı olmasakta benzeriz dostum. Ben görülmeye çalışırken senin aksine kendi aciz varlığımı kabul edebiliyorum. Ve insanlara gürültü yaparak varolduğumu kanıtlamaya çalışmıyorum. Onların diplerine gidip, gözlerinin içine baka baka girmeye çalışmıyorum. Uzaktan uzağa izliyorum yalnızca. Ve beraberinde ufak kibarlıklarla etkiyi üzerime çekmek yerine, yabani bir dağ ayısı gibi reddediyorum tekliflerini. Gerçi bunu sanırım tam olarak gerçekleştiremedim, halen insanları kırmaktan köpek gibi korkuyorum. Ve onlara sahte olmayan yüzümü gösterirken, iyi davranmaya çalışıyorum. Belkide dünya henüz en kötü tepkiyle karışmaya hazır değildir. Ve bunun beraberinde saçmalıkları tümden reddediyorum çünkü buna uygun bir yapım yok. Bu belkide en zor olan kendim için. Çünkü saçmalığın yeminini etmiş insanlarla aynı çatıda olmam, her şeyi en ağır şekilde hissetmeme sebep oluyor. Yoruyor dostlarım beni, çok yoruyor. Bu milenyumun eserleri defolu olarak etrafımızda dolanıyor. Buna ben de dahil herkes öyle. Ve her şeyin ötesinde, tüm bunların beraberinde ben; "ben sessizliğimle fark edilmek istiyorum dostlarım." Ve varsın olsun çığlıklarım duyulmasın, ya da belirmeyeyim insanların diplerinde. Ancak ben bir şekilde anlaşılmaya mecburum dostlarım. Ama bunun beraberinde kendimi biraz olsun aklayabilirim. Çünkü zaman geçtikçe bu vasatlığımın tesiri azalıyor, git gide kendimi kendime anlatmaya çalışıyor ve yine aynı sessizlikle göstermeye çalışıyor ve de bu şekilde anlaşılmaya gayret ediyorum. Nerden baksan erdemli bir hareket ha :)
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Havada Bir Hinlik Var
Durmak bilmez taşkınlarıma zamansız bir şekilde set çekebilmeyi bazen seviyorum. Gündelik yaşamın beraberinde getirdiği monotonluğu, en azın...
-
Adi bir fotoğrafın tebessümüyle yalpalandım bu gece. Aslında hiç tahmin edemezdim böylesini. Beynimde bir tını dolanıp duruyor, yüreğimi dağ...
-
Bugün tam yirmi yaşındayım. Esasen epey vakittir yirmi yaşındayım. Bana bu denli önemli gelmesinin arkasında öyle aman aman sebepler yatmam...
-
Sabiydim, pekte asabi ve dahi kendine dönük bir yüzden ibarettim. O gün terk ettim ev bellediğim meskeni. Yüzüm ak gibiydi annemin helal süt...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder